11 Haziran 2015 Perşembe

Struma, mülteci gemilerinin en çok bilinenidir. Fakat başkaları da var.

Sevgili dostlar...

Geçen  yazımda  Struma gemisinin başına gelenleri yazmıştım.
Bu defa  size başka bir mülteci gemisinin hikayesini yazmaya çalışacağım.

Parita...

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------


Yıl 1938. Almanlar Çekoslovakya'yı işgal ettiler. Yahudilerin yasadışı yollardan Filistin'e göç etmelerini sağlayan Alliah Bet Yahudi örgütü önlerindeki günlerin çok karanlık olduğunu biliyordu. Yahudilerin Avrupa'dan kaçmaları şart olmuştu. Ama nereye ?
Tek alternatif Filistin'di...
Ne günler Allah'ım, ne günler...

Yahudileri Filistin'e götürecek armatörler aranmaya başlandı. Yunanlı bir armatör bulundu.
Mikolos. İki gemiden bahsediyordu:  Birincisi Marsilya yakınlarında Sete limanında duran Parita, diğeri ise Romanya'nın Braila  limanında demirlemiş bulunan  Naomi Julia...
Parita daha mantıklı gözüküyordu... Onu seçtiler...
Aliyah Bet çalışmaya başladı. Önce bir kısım  mülteciler Marsilya'ya getirildiler. Pasaport ve vizeler temin edildi. Diğer taraftan gemi yolcu taşımaya uygun bir duruma konuluyordu. Tuvaletler, ranzalar, yataklar yapıldı.  Yolculuk için gerekli içme suyu, gıda temin edildi. Yakıt ikmali yapıldı.
Marsilya'da toplanan mülteciler limandan ayrılarak açıkta  bekleyen Parita gemisine gece yarısı sandallarla gizlice nakledildiler ve gemi hemen demir alıp yola çıktı.
Önce Romanya'nın Köstence  limanına geldiler. Burada bekleyen Romanya, Belçika, Almanya,  İsviçre, Lüksemburg ve Polonya'dan gelen 860 mülteciyi  de alarak tekrar yola çıktılar. 6 günlük bir yolculuk planlanmıştı. Gemi,  Filistin'e gelince açıkta bekleyecek, hızlı balıkçı motorları mültecileri alarak İngilizlere yakalanmadan karaya çıkaracaktı.
Ama işler hiç yolunda gitmeyecek ve yolculuk   tam 41 gün sürecekti.

------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- 

Esasında her şey yolunda gidiyordu. Planlandığı gibi 6 günün sonunda Filistin'e geldiler. Ne var ki,
gelmesi gereken o hızlı balıkçı motorları ortalarda yoktu. Su, gıda tükenmişti. Kaptan yardım istedi,
ancak çağrıya kimse cevap vermedi.
Bu durum karşında kaptan rotayı Rodos'a çevirdi.   Rodos'tan yanlız su ikmali yapabildiler.
Yeni Rota İzmir'di...Artık suları, yiyecekleri ve yakıtları tamamen tükenmişti.
Gemide salgın hastalık ihtimaline karşı Türk yetkililer geminin  limana yanaşmasına izin vermediler.
Mülteciler  gemiye, üzerinde  "su ve ekmek"   yazılı bez afişler astılar.
Sonunda mülteciler  aralarında 500 lira toplayıp kumanya ve su alabildiler.  Kaptan yola çıkma kararı
aldı. Fakat gemi hareket edemeyecekti. Yolcular geminin istim borularını tahrip etmişler ve daha sonra kaptana ve mürettebata saldırmışlardı. Gemi limanda kaldı.

------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------


Mülteciler aralarında topladıkları para ile günlük su ve erzak alıyorlardı. Derken Çekya Yahudileri'nin bir ileri geleni gelip (Yada Alliyah Bet örgütünden biri) yolcuları sakinleştirdi. Sonunda gemi bir polis motoru refakatinde limandan ayrıldı.


O gün,   Ulus gazetesi  "serseri Yahudiler İzmir'den hareket ettiler" başlığı  ile olayı duyurdu.
Gemi rotayı tekrar Filistin'e çevirmişti.  Hiç bir limana kabul edilmiyorlardı.
22 Ağustos 1939 günü  ikinci kere Filistin'e ulaştılar. Gemide su, kumanya ve yakıt kalmamıştı.


Mülteciler aç, hasta ve yorgundu. İngilizlerden korkan  kaptan karaya yanaşmak istemiyordu.
Fakat mülteciler arasında bulunan Siyonist Betar örgütüne ait deniz okulu mezunları  geminin kaptanını ve baş mühendisini kabinlerine kilitleyerek geminin kumandasını ele geçirdiler.
Parita gece yarısı Tel-Aviv'e vardı ve Ritz otelinin önüne baştan kara yapıp karaya oturdu.
İngilizler derhal gemiyi kuşattılar ve mültecileri  toplayarak kamplara götürdüler...

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Bu gemi yine şanslı idi....Kimse ölmeden Filistin'e gelmişlerdi.
Bir zaman kamplarda kaldıysalar da daha sonra özgürlüklerine kavuşacaklardı.

Oysa başka  mülteci gemileri,  Salvador ve Mefkure  büyük bir trajedi yaşayacaktı.
Bu iki geminin hikayesini bir dahaki paylaşımımda   anlatmaya çalışacağım...
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------


Aaron Baruch  (Ankaralı)

Bilgileri Rıfat N.Bali'nin  " Parita Gemisinin Serüveni"   yazısından derledim.
Bilgilerinize....


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder